20.09.2018

İl Müftümüz Mustafa TEKİN'' in Muharrem ve Aşura Mesajı

 

MUHARREM ve AŞURA MESAJI

 

Muharrem ayı, Müslümanlar için dinî, tarihi ve insani açıdan birçok mesajı barındıran önemli bir zaman dilimidir. Müslümanlar açısından önemli kabul edilen hicri yılbaşı, bu ay ile başlatılmıştır.

10 Muharrem Aşura gününde Kerbelâ’da, tarihin en büyük trajedilerinden biri yaşanmıştır. Bütün Müslümanların göz bebeği ve Sevgili Peygamberimiz’ in (s.a.s), “cennet gençlerinin efendileri” diye övdüğü, Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın ciğerparesi olan Hz. Hüseyin efendimiz ve çoğu Ehl-i Beyt’ten 70’den fazla masum insanın Kerbela’ da şehit edilmesi, Muharrem ayını bir hüzün mevsimine dönüştürmüştür.

Bizim kültürümüzde zalimin de mazlumun da mezhebine ve meşrebine bakılmaz. Bize göre Müslüman, her daim zalime karşı mazlumun yanında durmalı ve vicdan sahibi olmalıdır. Yürekleri yakan bu acı vesilesiyle, mezhebi, meşrebi, kültürü, coğrafyası ne olursa olsun, Resûl-i Ekrem’e, ashabına, ehl-i beytine ve bütün müminlere taziyelerimizi iletiyor, bu acının her müminin ortak acısı olduğunu açıkça vurguluyoruz.

İyi bilinmelidir ki, Hz. Hüseyin’in ailesi, çocukları, yakın akrabaları ve dostlarıyla Kerbela’ya gitmesi, onun Allah ve Peygamber yolunda olduğunu, hak ve adaleti savunduğunu, baskıya ve zulme karşı direndiğini ortaya koymaktadır. Hz. Hüseyin’in o günlerde yaptığı konuşmaları ve verdiği mesajları dikkatle incelediğimizde tüm kaygısının, İslam ve ümmet olduğu görülmektedir. Bunun için İslam’a ve ümmete, mukaddesata, birliğe ve beraberliği, barış ve huzura, sevgi ve kardeşliğe zarar verecek en ufak söz veya davranış Hz. Hüseyin tarafından tasvip edilemeyeceğini bilmek durumundayız. Unutulmamalıdır ki; ümmetin vahdetine, İslam kardeşliğine, milli birlik ve beraberliğe, sevgi, barış ve huzura, söz ve fiilleriyle sahip çıkan ve destek verenlerin mezhebi, meşrebi, dili ve ırkı ne olursa olsun hepsi Hz. Hüseyin efendimizin yolundadır.

Bugünlerde bizlere düşen en önemli vazife, Aşura ve Kerbela’yı doğru okumak ve doğru anlamaktır. Yapmamız gereken, bu acı hadiseden faydalı dersler çıkarmak ve İslam coğrafyasında fitneye, fesada, ayrılık ve gayrılığa değil bir birlik-beraberliğe davet etmek ve sahip çıkmaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle ümmeti olmakla şeref duyduğumuz Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’e, onun âline, ashabına salat ve selam ediyor; Hz. Hüseyin Efendimizi, Kerbela şehitlerini ve bugüne kadar hak, hakikat, adalet, ahlâk, erdem ve fazilet için, ümmetin izzet ve şerefi için, şehitlerimizin kanlarıyla sulanan bu cennet vatan için can veren bütün şühedayı rahmet, minnet, şükran, saygı ve tazim ile yâd ediyor, bu elim hadiseden dersler çıkaran ümmet olmamızı, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun İslam toplumunda birlik ve beraberliği tesis etmeyi yüce rabbimizden niyaz ediyorum.

18 Eylül “Şehitler ve Gaziler Günü” münasebetiyle de şehit ve gazilerimizi rahmet, şükran ve minnetle anar, kahramanlık destanları ve şehit kanlarıyla bize emanet edilen bu aziz vatanın bölünmez bütünlüğünü millet olarak koruma kararlılığımızı sonsuza dek sürdüreceğimizi belirtir, bu konuda yurt içinde ve yurt dışında kararlılıkla çalışan bütün askerlerimize, polislerimize ve emniyet güçlerimize yüce Allah’tan muvaffakiyetler dilerim.

 

                                                                                                               Mustafa TEKİN

                                                                                                                 Iğdır İl Müftüsü