22.10.2024

Başkan Erbaş ‘’ I. Uluslararası Günümüz İslam Dünyasında Din Anlayışları ‘’ Sempozyumuna Video Kayıt İle Katılım Sağladı

Iğdır Üniversitesi Karaağaç Kampüsü 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu’nda düzenlenen sempozyuma Rektör Vekili Prof. Dr. Selahattin Çelebi, Iğdır Barosu Başkanı Av. Ahmet Tutulmaz, Iğdır İl Müftüsü Zahit Demirel, Iğdır Gençlik ve Spor İl Müdür Recai Şahin, Milli Eğitim Müdürü Aziz Gün, CAMER Müdürü Öğr. Gör. Alaaddin Yanardağ, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Yıldız Musahan, bilim insanları, akademik ve idari personeller ile öğrencilerimiz katıldı.

Saygı duruşu, İstiklal Marşı’nın okunması ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın açılış konuşmasını Sempozyum Düzenleneme Kurulu Başkanı ve Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Ocak yaptı.

Konuşmasında sempozyumun amacına dikkat çeken Prof. Dr. Ocak, “Bundan on yıl önce gündemimizde meşhur bir soru vardı. Mezhepler nasıl ortaya çıktı? Kitle iletişim araçlarının artması, dünyanın küresel bir köy haline gelmesi neticesinde bizler, farklı ülkeleri tanıdığımız gibi farklı İslam ülkeleri tanıma fırsatı bulduk. Artık aklımızda tek bir soru var. Neden bu kadar farklı İslam anlayışı gündemde? Niçin İnsanlar birbirinden farklı İslam anlayışına sahipler? Bu sorular zor. Fakat konuşulması ve cevap aranması gereken sorular olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden değerli bilim insanları ile birlikte bu konular üzerine konuşalım, katkıda bulunalım istedik ve sizleri buraya davet ettik. Bu vesileyle buraya kadar gelen herkese teşekkür ediyoruz. İnşallah bu sempozyumumuz hayırlara vesile olur.” ifadelerini kullandı.

 

Sempozyumda yaptığı konuşmada, son bir yıldır Filistin’de soykırım ve katliamın yaşandığını hatırlatan Iğdır İl Müftüsü Zahit Demirel, İslam devletlerinin birbirlerine destek vermesi gerektiğini ifade etti.

Sempozyumun bu konuya da değineceğinin altını çizen Müftü Demirel, “ Önemli bir ilmi çalışma ilimizde iki gün boyunca devam edecek. Biz bundan özellikle şeref duyduk ve çok sevindik. Bu vesileyle emeği geçen başta Rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma olmak üzere herkese teşekkür ediyorum. Şu anda Ortadoğu’ya bakıldığı zaman İslam dünyası çok kötü durumdadır. Gazze’ de bir yılı aşkın süredir devam eden büyük bir soykırım ve büyük bir katliam yaşanmaktadır. Buradan tüm hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum. Bu olayları değerlendirirken İslam devletlerinin sessizliklerini koruduklarını görüyoruz. Bu sempozyumda İslam devletlerini birbirini desteklemekten alıkoyan durumların da konuşulması gerektiğini düşünüyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.

Müftü Zahit Demirel ardından söz alan Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Selahattin Çelebi, Üniversitemizin önemli bir sempozyuma ev sahipliği yaptığını söyledi.

Sempozyum boyunca farklı bilim insanlarından, farklı bakış açılarından istifade edecekletini anımsatan Çelebi, “Farklı Üniversitelerden, farklı bilim insanları, farklı konuşmacılar sempozyumun konusu içeriğince bizleri aydınlatacaklar. Program boyunca farklı bakış açılarından istifade edeceğiz. Bu açıdan çok başarılı bir organizasyon olacağını ümit ediyorum ” dedi.



 

Diyanet İşleri Bakanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Sempozyuma Video Kayıt İle Katılım Sağladı

Sempozyumun açılış konuşmalarının ardından Diyanet İşleri Bakanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın video kaydı izlendi.

Sempozyumun hayırlar vesile olmasını temenni eden Erbaş “Değerli rektörüm, kıymetli ilim insanları, sempozyumu teşrif eden aziz kardeşlerim, Öncelikle sizleri en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi hepimizin üzerine olsun. Böyle önemli bir buluşmada sizlerle birlikte olmayı çok istememe rağmen, önceden planlanan başka programlar sebebiyle maalesef aramızda bulunamamaktayım. Günümüz, İslam dünyasında din anlayışları ekseninde gerçekleştirilen sempozyumun hayırlara vesile olmasını yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.” ifadelerini dile getirdi.

Din, İnsanın Gündeminde Ve Hayatında Her Zaman Mutlaka Bir Karşılık Ve Anlam Bulmuştur”

Sözlerinin devamında dini hayat ekseninde yapılan araştırmalara dikkat çeken Erbaş, söyle devam etti:

“Geçmişten bugüne dini hayat ekseninde yapılan araştırmalar, açıkça gösteriyor ki, tarihi süreç içerisinde bir takım farklılıklar yaşanmış olsa da din, insanın gündeminde ve hayatında her zaman mutlaka bir karşılık ve anlam bulmuştur. Bu da dinin fıtri bir duygu ve evrensel bir olgu olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla insanoğlu daima bir dine inanma eğilimi içinde olacak. Çünkü varlığın aşkın boyutuyla irtibat kurmak insan için fıtri bir ihtiyaçtır. Hiç şüphesiz Yüce Allah'ın Peygamberler vasıtasıyla gönderdiği vahiy bu ihtiyacı en güzel şekilde karşılamıştır. İlahi vahiynin son ve evrensel halkası Kur'an-ı Kerim ve onu hayata dönüştüren Sünnet-i Nebevi, insanı fıtratıyla buluşturmuş, varlığın aşkın boyutuyla tanıştırmış ve ona ideal bir hayat kurmanın yolunu göstermiştir.Zira Yüce Allah tarafından vaz olunmuş bir kanun ve insanı Rabbine ulaştıran bir yol olarak İslam dini, insanlar için bir inanç sistemi ve ona bağlı bir hayat tarzı sunmaktadır.Bu çerçevede bireysel ve toplumsal hayatı tanzim etmeyi amaçladığından İslam hayatın her aşamasını, her boyutunu içine almaktadır.İnsanlardan bütün samimiyetleriyle Allah'a bağlanıp teslim olmalarını istemek de onları hem dünyada hem de ukbada huzura eriştirecek hayırlı işlere sevk etmektedir.Değerli katılımcılar İslam'ın insanlık için ortaya koyduğu ideal değerlerin hayat bulmasında en önemli vasıtalardan biri şüphesiz ilimdir.Bir tekim İslam düşüncesinde ilimlerin amacı insanın kendisi, çevresi, eşya, tabiat, kainat ve son raddede Cenab-ı Hak'la olumlu ilişkiler kurmasını temin etmektir.Bu sebeple İslam alimleri ilmi söz konusu gaye ekseninde ele almış, onu sosyal gerçekliklerden koparmadan insanın varoluşsal meselelerini ve yaşadıkları dönemin sorunlarını çözecek bir yaklaşımla kullanmışlardır.Dinin değişmez sabitelerinin rehberliğinde içtihada açık alanları, bilgi, feraset ve hikmetle ele almışlar ve hayatı İslam'ın ilkeleriyle inşa etmeye gayret etmişlerdir.Bugün de çağın ve ümmetin meselelerine İslam'ın perspektifiyle makul ve uygulanabilir çözümler üretme görevi Müslümanların muhtesindedir.Hiç şüphesiz bu da sahih bilgiye ve sağlam metodolojiye dayalı bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır.Değerli hocalarım, kıymetli kardeşlerim özellikle ifade etmek isterim ki Ulema, hayatın temel meselelerini ele almak ve insanda rehberlik etmekle mükelleftir.Huzur, güven, refah gibi değerlerin egemen olduğu bir hayatın inşasına ulema öncülük etmek zorundadır.Bunun yolu da İslam'ın iman, bilgi, adalet, merhamet, salih amel, güzel ahlak gibi ilkelerinin doğru bir zeminde açık, anlaşılır, ikna edici bir yaklaşımla tüm insanlığa teklif edilmesidir.Zira dinin hayatla irtibatının zayıf olması, ihtiyaçlara İslam adına doğru, gerçekçi ve pratik çözümler getirilememesi, hayata dair konularda inancın ikinci planda kalmasına hayatın dışına ya da kenarına itilmesine sebep olmaktadır.Yaşanan hayatı, sorunları, sosyal gerçeklikleri dikkate almayan bir din anlayışı doğal olarak kabul görmemekte, hatta marjinal alanlar oluşmasına sebebiyet vermektedir.

Dini alanda yaşanan bilgi karmaşası, yanlış dini algı ve tasavvurlar da içinden çıkılmaz bireysel ve sosyal sorunlara sebep olabilmektedir.Dinin bilgisizliğe ya da sağlam temellere dayanmayan yaklaşımlara terk edilmesinin üzücü sonuçlarını bugün hep beraber görmekteyiz.Doğru şekilde karşılanmayan her ihtiyacın istismara açık olduğuna yakinen şahit oluyoruz.Bu noktada gözden uzak tutulmaması gereken hususların başında sanal ortam gelmektedir.Bildiğiniz üzere günümüzde dijital medya artık geleneksel medya araçlarının yerini almış ve internet hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir.Dijital medyanın hayatın her alanına dahil olması onu toplumların zihin dünyasında da oldukça etkili bir konuma getirerek bireylerin sosyal kültürel ve siyasi hayatına nüfuz etmesine imkan sağlamıştır.Bunun doğal sonucu olarak inanç dünyası ve inanca dayalı pratikler de söz konusu süreçten etkilenmektedir.Bugün dini öğrenme vasıtalarından biri haline gelen medya araçları dini içerik ve dini tecrübelerin paylaşıldığı bir zemin olarak hayatımıza dahil olmuştur.Riskleri yanında bu durum aynı zamanda İslam'ın hakikatlerini dijital platformlarda tanıtmak.

tanıtma fırsatı açısından büyük bir imkana da işaret etmektedir.

Kıymetli kardeşlerim yaşanan bu gelişmeler ışığında Müslümanların din anlayışını doğru bilginin öncülüğünde ciddi şekilde ele almamız gerektiğini düşünüyorum.

Zira İslam'ın rahmet ilkeleriyle yeryüzüne umut olması gereken Müslümanlar bugün ciddi problemlerle karşı karşıyadır.

Kur'an-ı Kerim'in rehberliğinde ve Hz.Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemin izinde hikmete dayalı köklü bir ilim geleneğiyle büyük medeniyetler kuran Müslümanlar bugün karmaşa, kaos ve tefrika girdabında maalesef bocalamaktadır.

Açıkça ifade edeyim ki yanlış din algısı bugün İslam'ın önündeki en büyük engellerden biridir.

Bir öz eleştiri olarak ifade edelim ki bu yanlış algının oluşmasında ilim insanlarının da.

Payı vardır

Şöyle ki bilginin hızlı erişilebilir ve kolay paylaşılabilir olduğu bir yerde hakikatin sesi yeterince yükseltilmezse, O yerde batılın, Yanlışın, Hurafelerin sesinin yankılanması

Kaçınılmaz olmaktadır.

İslam'ın hayata dair değerlerini ulema tüm gerçekliğiyle ve gür bir seda ile insanlıkla paylaşma noktasında zafiyet gösterdiğinde zayıf kaldığında din istismarcılarına din adına her türlü cehaleti ve tutarsızlığı ortaya koyanlara fırsat da olmaktadır.

Nitekim bugün bir yanda Din ve Diyanet alanında yeterli bilgi ve donanıma sahip olmayan cehalete boğulmuş din istismarını menfaat kapısına dönüştürmüş kimseler diğer yanda din ve diyanete karşı önyargılı, saplantılı ve maksatlı kişilerin gerçek dışı gelişigüzel paylaşımları hakikatin uzağında kalan kimselerin ve bilhassa genç nesillerin din tasavvurunda ciddi tahribata sebep olmaktadır.

Bu sebeple bizler gayretlerimizi daha bilinçli, sistematik ve sürdürülebilir bir yaklaşımla Nesillerin zihin ve gönül dünyalarını İslam'ın hakikatleriyle buluşturmaya gayret etmeliyiz.

Zira insanlığın umudu ve geleceği, ulaştığı her toplumda, her mekanda huzurun ve güvenin kaynağı olan İslam dinidir.

İnsanlık bütün sorunlarını ancak İslam'ın bilgi, hikmet, feraset yüklü mesajlarıyla çözüme kavuşturabilir.

Sözlerime burada son verirken böyle bir idale hizmet edeceğini düşündüğüm bu toplantının hayırlara vesile olmasını diliyor.

Tekrar hepinizi en kalbi hürmetlerimle, muhabbetlerimle selamlıyorum.

Es selamünaleyküm ve rahmetullahi ve bereketüh." ifadelerini kullandı.

İki gün boyunca devam eden sempozyumda “İslam'ın Temel İlkeleri, Farklı Mezhepler ve Yorumlar, Modernizm ve İslam, Din ve Toplum”  gibi birçok konu ele alındı.